Kutluğ Ataman

Kutluğ Ataman’ın Roma’daki son sergisi Mesopotamian Dramaturgies’in (Mezopotamya Dramaturjileri) belkemiğini Journey to the Moon (Aya Yolculuk) oluşturuyor. Geçen sene İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen bu film, Türkiye’nin doğusunda Erzincan’ın (Kutluğ Ataman’ın ailesi de Erzincan’dandır) ücra bir köyünde geçer. Dört köylünün bir camii minaresini dönüştürerek aya seyahat etme çabaları, ele geçen siyah-beyaz fotoğraflar kullanılarak ve yöre halkından bir anlatıcı yardımıyla belgelenir. 1957’de gerçekleşen bu olaylar hakkında birçok farklı alandan Türk aydını görüşlerini bildirir. Aya Yolculuk, Kutluğ Ataman’ın diğer eserlerinde de olduğu gibi belgesel ya da bir belgeleme olmaktan çıkan, kişisel ve toplumsal mitolojilerle gerçekliğin karıştığı bir filme, çağdaş Türk kültürünün derinlemesine bir incelemesini sunan yarı gerçek-yarı hikaye bir anlatıma ve bir çeşit toplumsal portreye dönüşür. Roma’daki sergide Aya Yolculuk’un yanısıra 6 video enstalasyonu ve bir ışık kutusu sergileniyor.

Bu video yerleştirmelerinden Column (2009) formunu Roma İmparatoru Trajan adına yapılmış ve Antik Roma İmparatorluğu’nun zaferlerini anlatan dikilitaştan alıyor. Yükselen bir spiral şeklinde yerleştirilmiş televizyon ekranlarından Türkiye’nin uç köşelerinden hikayelerini anlat(amay)an insanların yüzlerinin yakın çekimlerini gösteriyor. Sergideki başka bir video yerleştirmesi ise Pursuit of Happiness (Mutluluk Arayışı). Bu yerleştirmede eski televizyon setlerinin karşısına rahatça kurulabilmek için ikinci el koltuklar yerleştirilmiş. Bu videoda zorla evlendirilmiş bir kadının hikayesini dinlerken Batılı ve Doğulu ilişkilerin arasındaki karşıtlık ve mutluluk arayışının küreselleşme sürecinde uğradığı kavram kaymaları, yöresel prensiplerin lensinden izleyiciye sunuluyor. Bu tür çeviri sırasında kaybolanlara işaret eden başka bir video yerleştirmesi ise The Complete Works of William Shakespeare (William Shakespeare’in Bütün Eserleri) ve English as a Second Language (İkinci bir dil olarak İngilizce). Bu iki yerleştirmede de metinler okunurken veya yazılırken anlamlarını kaybedip sese, yazıya ya da anlaşılamayan süslemelere dönüşüyorlar. Sergide ayrıca Frame (Çerçeve) (2009) başlıklı ışık kutusunda gösterilen 20. yüzyıl başlarına ait militer bir fotoğraf, daha önce Dubai’de Abraaj Capital Art Prize için yapılan Kutluğ Ataman’ın gözleri bağlı bir şekilde çölde yürüdüğü Strange Space (2009) isimli video ve tavana yansıtılarak gösterilen ve izleyicinin yatarak izleyebileceğı “modern Türk gençlerinin” Katolik kliselerinin tavanlarındaki melekler gibi havada asılı kaldığı Dome (2009) görülebilir.

Mezopotamya Dramaturjileri sergisinde dram ve komedi, Orta Doğu efsanleriyle Avrupa sanat tarihi, derin sessizlik ve tükenmeyen kelimeler yaşanan modernitelerin çoğulluğunu hatırlatırken bu hikaye zenginliği Kutluğ Ataman’ın sanat paratiğinin ana beslenme kanallarını da açıkça gösteriyor.

Kısa Biyografi: 1961’de İstanbul’da doğan Kutluğ Ataman Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Paris’teki Sorbonne Üniversite’sinde sinema okudu, daha sonra ise Los Angeles’ta bulunan UCLA Üniversite’sinden sinematografi üzerine güzel sanatlar yüksek lisans diplomasını aldı. Aynı sene içerisinde The Flight isimli ilk kısa filmini çeken Kutluğ Ataman bu filmle New York, Chicago ve Washington’da ödüller aldı. Karanlık Sular isimli filmi 1994 Istanbul Film Festivali’nde En Iyi Yönetmen, En İyi Senaryo ve En İyi Film ödüllerini almakla beraber birçok uluslarası film festivalinde gösterildi, Ataman böylece Türkiye’de avangart film yönetmenleri arasına girdi. 1997’de İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen Rosa Martinez, Kutluğ Ataman’ın çektiği opera sanatçısı Semiha Berksoy’un 8 saatlik semiha b. unplugged videosunu bienalde göstererek Ataman’ın işlerinin sanat ortamında gösterilmesinin ilk adımını attı. Bunu 1999’da Venedik Bienali’nde gösterilen Women Who Wear Wigs (Peruk Takan Kadınlar) izledi. Daha sonra Kutluğ Ataman Berlin Bienali (1999), Documenta (2002), São Paolo Bienali (2002), İstanbul Bienali (2003 ve 2007), Moskova Bienali gibi birçok uluslararası bienal ve sergiye katıldı.

Ataman film yönetmenliğine de devam ediyor; bugüne kadar Lola and Billidikid (1999) ve 2 Girls (2 Kız) (2005) olmak üzere birçok ödüller alan iki uzun metrajlı film çekmiştir. Son filmi Journey to the Moon (Aya Yolculuk) (2009) ise hem sinemalarda hem de sergilerde gösterilmek üzere iki şekilde izlenebiliyor.

Ataman Londra’ya yerleştikten sonra 2004 yılında İngiltere’nin en prestijli sanat ödülü olan Turner Prize’a aday gösterildi. Bu sergide Suriye-Türkiye sınırında yaşayan bir Arap topluluğunun reenkarnasyon ile ilgili tecrübelerini anlattığı 6 kanallı bir video yerleştirmesi gösterdi. Aynı sene Amerika’da Küba isimle video yerleştirmesiyle Carnegie Prize ve 2009’da da Dubai’de Cristiana Perella ile beraber Abraaj Capital Art Prize’a layık görüldü. 2009’da Dünya Kültür Başkenti seçilen Linz şehrindeki Lenton Kunstmuseum için gerçekleştirdiği Mesopotamian Dramaturgies (Mezopotamya Dramaturjileri) isimli 8 ayrı eserden oluşan sergisinin devamı 12 Eylül’e kadar Roma’daki yeni güncel sanat müzesi MAXXI’de görülebilir.