Hale Tenger

Hale Tenger çağdaş türk sanatında yeni bir anlatım dili arayışını ortaya koyan, farklı konuları, farklı malzeme ve yöntemlerle ele alarak kugulayan sanatçıların ilk temsilcilerinden biri olarak nitelendirilmiştir. Tenger’in sanatında öncelikle dikkati çeken, uygarlık ve ilerlemenin ‘yan’ etkileri, şiddet, kültür ve iletişim sorunu gibi toplumsal konuları dile getirirken kullandığı malzemenin çeşitliliğidir. Tenger gündelik yaşamdan toplayarak, biriktirdirdiği hasır, kum, halat, vites kolu ve daha bir çok malzemeye bizim bildiğimiz anlamının ötesinde anlamlar yükleyerek görsel kurgular oluşturur.

Hale Tenger 1990’lı yıllardan itibaren bir çok önemli kişisel sergi açmış ve katılmıştır. İşleri Türkiye odaklı kültür sorunlarını içerir. Neredeyse bütün işlerinde gördüğümüz toplumsal haller ve geç kalmışlıklara işaret eder. İlk dönem yapıtlarında izlenen; ‘’Böyle Tanıdıklarım Var, Sikimden Aşşa Kasımpaşa Ekolü, Türk Lokumu, Mukaddes Emanet Kutusu: Kadının Tabağı, Dünya, Mütekabiliyet Esası Üzerine’’ gibi işlerinde dünya üzerinde hüküm süren erkek hegamonyasının kadınlar üzerinde yarattığı etkiye, şiddete karşı bir duruş sergiler.

Enstelasyonlarının da önemli bir yeri olan Tenger, kurgulamada ve izleyiciyi kurguya dahil etmekte de başarılı olmuştur. Gösterdiği performanslarında izleyici hep vardır ve izleyiciyi karşılıklı oyun oynamaya, düşünmeye zorlar. Var olan bir durum üzerine eklemeler yaparak ya da baştan kurgulanan durumları izleyiciye sunar. Atatürk Kitaplığı’nda sergilenen ‘’Havanın Lüzumu’’ adlı enstelasyonunda mekana sadece eklemeler yapılarak müdahale edilmiş, mekanın kendi atmosferi korunmuştur. ‘’Nezih Ölüm Gardiyanları: Bosna-Hersek’’ adlı enstelasyonda boş bir mekana bir düzenek hazırlanmıştır. Bir mahzeni andıran metal raflar üzerine kavonozlar yerleştirilmiş, içerisine Bosna savaşından kalan görüntüler yerleştirilmiştir. Bir yandan boş mekan içerisinde yankılanan savaş sesleri izleyiciyi tamamiyle enstalasyona dahil etmeyi amaçlar.

‘’ Sandık Odası, Devren Satılık, Otoportre ’’ düzenlemeleri Hale Tenger’in kendi yaşamına ilişkin izler taşır. İlk işlerinden bu yana biriktirdiği materyal ve deneyimleri sunarak kedi iç dünyasını bize gösteren sanatçı, çoçukluğunda yaşadığı evi kurgulayarak bunu açıkca göstermişdir. Çoktan hazırlanmış ve oturulmayı bekleyen masa, loş ışık ile aydınlanan çalışma masası ve dönem renklerini anımsatan renkli elbiselerin bulunduğu gardırop, işi oluşturan malzemelerdir.

Yapıtlarında oyun oynamayı işlerinin bir parçası olarak gören Tenger, izleyiciye bireysel ve toplumsal belleği sorgulayabilecekleri sahneler kurdu. Enstelasyonlarını izleyici açısından yaşanan bir anı olarak görülmesini istedi. Her bir yapıtını sabit bir imaj duygusundan çıkaran ve hayata kurgularla dahil eden sanatçı macerasına bu yönde devam edecek ve bizleri gelecek işleri için şaşırtacak gibi görünüyor.